22 Ağustos 2014 Cuma

Kaş-Kalkan-Ölüdeniz

2014 yazı bu zamana kadar yaşadığımız en sıcak yaz sanıyorum..daha öce yeten haftasonu denizi yetmiyor da yetmiyor :) Çeşme'de Altınkum'a giderdik hep, keşfedilmemiş sakin olduğu için..yazın başında 300 günübirlikçiyi görünce oranın da keyfi kalmadı..neyse uzun tatil yok bu sene..eylülde süpriz :)..ramazan bayramı haftasını birleştirip, çok km li yolumuza başlıyoruz :)
ilk durak ankara, sonra antalya..bayramlaştık hadi bakalım son gün yollara :) tatil başlasın :)

İlk olarak Kaş'a ulaşıyoruz.. yıllardır hep merak ettiğim ama gitmeye bir türlü fırsat bulamadığım muhteşem, efsane mekan :)..yine çok virajlı Finike yolu üzerinden ulaşıyoruz, ondan yol yaklaşık 3 saat sürüyor.. bu arada demeden geçemeyeceğim..o virajlı yolda henüz keşfedilmemiş, sadece orada yaşayanların bildiği harika koylar var...hepsi akvaryum gibi turkuaz, tertemiz..

Kaş'ta Livia otelde kalıyoruz, hemen küçük çakıl plajının karşısında..bu sene açılmış, yeri ve dizaynı, işletmesi gayet güzel..bayram tatili olduğu için fiyatlar normalin iki katı ama napalım bilerek geldik..
Otele eşyalarımızı bırakır bırakmaz hemen limanağzı koyları için kalkan teknelerin durağına gidiyoruz.. saat öğleden sonra 16:00 falan..en son tekne 18:30 daymış..çok geç kaldınız yarın sabahtan gelin bari de değsin diyor görevli..yok olmaz :) tek günümüz var.. bekliyoruz 15 dakika sonra geçiyoruz Nuri's beach e :) tekne gidiş dönüş kişi başı 15 TL..beach lerde şezlong ve şemsiyeye ilave ücret vermiyorsunuz..deniz harika..tertemiz..çarşaf gibi..patates kızartması muhteşem, gerçek taze patates..özlediğimiz lezzet..ortam güzel..özgürlükler adasındayız gibi :) Türkiye sınırlarında gay lerin elele dolaşabileceği kadar özgürlükler adası..


Akşam Nereid meyhanesi için çok tavsiye aldık, rezervasyon yaptırıyoruz.. balkonda bir masa ayarlamışlar..manzarası çok güzel fakat ocağın üstü..balık koktuk tüm gece..biz beğenmedik..mezeler sıradan fiyatlar uçuktu..yani hak etmiyordu..

Sabah otelin güzel kahvaltısı sonrası eşyalarımız aldık, büyük çakıl plajına..burayı bir gün öncesi tekneyle limanağzına geçerken görmüştüm, iyiki de görmüşüm :) deniz çok güzel..burada da şezlong ve şemsiyeye para vermiyoruz acayip şaşırıyorum..İzmir de en saçma yere bile para vermeden giremiyoruz, bu muhteşem yerlerin parasız olması kafamı karıştırıyor..

 Öğleden sonra Kalkan'a doğru yola çıkıyoruz..Yolumuzun üstünde cennetin yeryüzündeki adı;
Kaputaş :)
Karadan girilebilen, turkuaz denizlerden... 109 merdiven saydık.. inmek için bu merdivenleri göze almalısınız.. aşağıda şezlong yok, şemsiye kiralıyorlar..öğleden sonra ve akşama doğru giderseniz dağın gölgesi kumsala doğal gölgelik yapıyor :) bizim bu seneki ayrılmazlarımız katlanır sandalyelerimiz :) sizin de varsa yanınızda bulunmasında fayda var.. bu muhteşem koy da ücretsiz..Yanınıza su almayı unutmayın aşağıda hiçbir şey yok.. duş alacak yer bile.. o kadar doğal :) sonuç olarak da hala muhteşem :)

Asfalt korkunç erimiş..terliklere dikkat, yolda bırakan çok olmuş.. bir de saygısızlık konusunda baya iddialıyız..ana yola iki yönlü park edince, yoldan sadece tek şerit akabiliyor...istanbul'un trafiğini taaa buralara getirmişiz..

Muhteşem denizden sonra Kalkan dayız :) Kalkan da ingiliz nüfusun yoğun yaşadığı, sokakları
özenli, güzel bir yermiş meğer..Göcek'teki o güzel villaların benzerleri burada da varmış..otelde temizlik yapanlar dışında hiç kadın çalışan görmedim ne otelde, ne dükkanlarda...hepsi erkek..bu üzücü..dil öğrenememiş ve arka işlerde kalmışlar gibi adeta...
Otelimiz Meldi otel, zor da olsa buluyoruz yerini :) otel eski, aile işletmelerine de alışık olduğumuz için bizim konseptin dışında.. neyseki iki gece kaldık sadece..check out için 20 dakika bekledik.. bu da hayatımda yaşadığım en büyük saçmalıktı..bizden önceki kadının odasına bir önceki kalanın borçlarını eklemişler falen..baya tartıştılar..
İlk gece akşam yemeği için hemen kurtarıcımız tripadvisor a baktık.. bir gün önceki talihsizliği de unutmak isteyerek.. Akın Restaurant ta karar kıldık.. çok da memnun kaldık..siparişi yanlış getirmiş olsalar da bunun için gelip herkesin özür dilemesi ve ilgilenmeleri çok etkileyiciydi.. fiyatları makbul, yemekler lezzetli..
Sabah yolculuk doğru Saklıkent'e :) '99 da gitmiştim en son bakalım
neler değişmiş :)
yine o bızz gibi suya girince pek de birşeyin değişmediğini hissediyor insan :)
hayatımda gezdiğim en güzel kanyon..rafting yoktu eskiden, güzel fikir..tabi suya düşmemek kaydıyla..yoksa buzzz :) biz yapmadık ama yapılabilir..
kanyonda gidebileceğimiz çamur boyuna kadar gittik ama bu sefer belime kadar girmeyi göze alamadım, geri döndük :)
Çıkışta tabiki suyun üstüne kurulu köşklerde yemek.. :) yemekler lezzetli değil ama o soğuk sudan sonra ne olsa yenir :)





Sıradaki mekan; Patara.. :)

Patara antik kentinin içinden geçerek ulaştığınız kum sahil 12 km uzunluğunda..Çölde geçen birçok film meğer burada çekilmiş..Girişte uyarıyorlar, hava çok rüzgarlı, deniz çok dalgalı..Sığ ve kum deniz sevenler için harika her..dalgalarla boğuşmak ve yorulmak da oldukça eğlenceli..sanıyorum burası sürekli dalgalı..bizim şansımıza rüzgarın miktarı fazlaydı :) şemsiyesiz durulmaz..domates olursunuz benden söylemesi :) şezlong ve şemsiye de kiralayabiliyorsunuz, sadece şemsiye de..fiyatlar oldukça uygun..duş alacak yer ve birşeyler atıştıracağınız kafeterya da mevcut..

Akşam Kalkan'daki son gecemiz..tripadvisorda 1 numara olmuş mekana bu sefer rezervasyon yaptırıyoruz..bonfilesi meşhurmuş..Sade Restaurant..terasın manzarası güzel, minik ama sevimli bir yer..genelde İngilizler var diğer masalarda..beklentimiz çok yüksek ama gelen bonfileler aman tanrım dedirtmiyor.. İzmir'de çok daha iyisini yedik :) sıradanın bir tık üstünde, fiyatlar steakhouse larla hemen hemen aynı..hizmetse harika..Kalkan'da hizmet genel olarak harika..avrupalılar mı etkilemiş bilmiyorum ama çok güzel olmuş..

Yemekten sonra da fenerin yanındaki cafede bişiler yemek içmek keyifli..biz waffle yedik..garson dondurmalı waffle ı anlamamakta ısrar edince meyveliye fit olduk :) olsun lezzetliydi..zaten o bölgeden geçip de yemeden devam etmeniz çok zor.. biraz ilerde limanda sahili de var..bizim zamanımız kısıtlı olduğu için buradan denize giremedik ama eminin burası da çok güzeldir..

Ertesi sabah klima çarpmış şekilde hafif ateş yükselmiş açtım gözlerimi yeni doğan güne..tatilde en beklenmedik belirtiler..kahvaltımızı yapıp çıktık otelden Ölüdeniz e gitmek üzere..

İlk olarak Fethiye'ye ulaştık..doğruu Gemile koyuna.. :) yolumuzun üstünde Kayayöy..
Ben ilk defa görüyorum..veya önceki gelişimde dikkat etmemişim..bilemiyorum...dağın yamacına kurulmuş muhteşem rum evleri..mübadele zamanı boşaltılan evler...tabi insanın içi burkulmadan edemiyor..savaş ne kötü şey.. masum insanlar bir anda evinden yurdundan olup bilmediği diyarlara gönderiliyor..bomboş duruyor köy..koruma altına alınmış..Rumların elinin değdiği yerin estetiği hemen belli oluyor..yıllar önce yaptıkları evler bile bizim günümüz mütahitlerinden daha güzel...

Ağaçlar içinde kuş ve böcek cıvıltıları ile Gemile koyuna ulaşıyoruz..giriş 20 tl..araca ödüyorsunuz sadece..piknik yapıp denize girmek için güzel mekan..içerisi çok kalabalık..burayı hatırlıyorum..15 sene önce de geldiğim ve hep hatırladığım o güzel koy...tabi çok değişmiş.. o bakirliği kaybolmuş..deniz çok temiz değildi o da kalabalıktan sanıyorum..gürültülü aileler ve gurbetçiler çoğunlukta.. fazla durmadan kaçıyoruz buradan...

veee ufukta görünen turkuaz deniz Ölüdenizin turkuazı... Fethiye çevresinin denizi hep bu renkte..muhteşem.. otelimiz Predikia hotel..beklediğimizden güzel bir otel.. :) belcekıza paralel, hemen 2 sokak gerisinde..ölüdeniz ne kadar kalabalıklaşmış..oteller artmış..restaurantlar artmış..
Bir de burada denize girmek lazım diyor ve eşyalarımızı odaya koyduktan sonra belcekız plajına çıkıyoruz..deniz muhteşem..muhteşem..muhteşemm...

Otelimizin akşam yemeği oldukça lezzetli..yemekten sonra da dans gösterisi vardı, o da oldukça keyifli..bu gösteriden sonra Fethiye merkeze gidiyoruz, arkadaşlarımızla buluşmaya.. aman tanrım bu ne trafik..limana yakın park yeri bulamayınca arkadaşları da alıp, kaçıyoruz bu saçma trafikten.. vee geldik Çalış plajına.. 15 sene önce burası bomboştu şimdi ise panayır gibi..restaurantlarla kafeler adeta gerdan olmuş kıyıya..oturacak bir kafe bulduktan sonra yudumluyoruz kahvelerimizi..burayı bulmakta da oldukça zorlandık aslında..tarz oldukça karışık.. b.çekmece sahilde yürür gibi hissettim ben.. :) ayvalık sarımsaklı diyenler de oldu :) yakamoz ise görülmeye değerdi..


Sabah kendimi iyi hissetmeyince denizi iptal edip, direk İzmir'e dönelim kararı aldık..limonumuzu da çok özledik zaten :)
Aslında planda bir gün öcesi için tekne turu vardı..kelebekler vadisini nasıl oldu ise atladım bugüne kadar..orada yüzmem lazım diyordumki olmadı..artık seneye.. :) tekne turları Göcek'teki gibi güzel görünmüyordu..50 kişilik koca teknelerle dolaşıyorlarmış koyları...bulamadık 10 kişilik birşey ondan vazgeçip, rotamızı Gemile'ye çevirdik :) Son gün için de yola çıkmadan Kabak koyuna gidip yüzmek ve buradan yola çıkmak vardı hesapta..onu da yine seneye bırakıp yola çıktık...
Bu tatilden öğrendiğim faydalı bilgilere gelirsek; Kaş'ta gittin mi en az 3 gün kalmalı...Kalkan'da otelde değil, güzel villalardan kiralayıp kalmalı.. Ölüdeniz için de küçük teknelerle tur organize eden bir yer bulmalı.. :)
Yine sıkıştırılmış güzel bir tatil oldu, biz çok eğlendik, siz de kesinlikle denemelisiniz :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder